Bir mektup yaz bana için de sadece sen olsun. Başkalarını değil ya da başkalrı ne der düşüncesiyle değil. Sadece kendini yaz. Hayallerini yaz, ne olduğunu, ne veya neler olabileceğini yaz. Ama sadece kendini yaz. Kendini kendi kelimelerinle anlat başkalarından alıntı yapmadan acaba yazdıklarımı anlayabilirler mi kaygısıyla değil sadece kendini yaz. Zor insanın kendisiyle yüzleşmesi ve bunu bir başkasıyla paylaşması. Sır olamadan ya da yalan söyleyemeden yaşayamayan insanlar için, bizler için zor. Ama biz bu grubu, içinde sır olmasın, dert kalmasın, herkes içini döksünde rahatlasın diye oluşturmadık mı? Ön yargılardan uzak, anlayış, hoşgörü ve sevgimizle baş koymadık mı bu yola? Birikimlerimizle ortak olmadık mı her zorluğa. Bu zorluklar karşısında a'nın, m'nin, m'in, y'un desteğini kim inkar edebilir ki? İşte biz her zaman zora talip olduk farkında olmadan. Bir insana yol gösterebilmek kolay değil. Dediklerimizin, ağzımızdan çıkan her kelimenin sorumluluğunu aldık. Ne zor...!!! Şimdi tek isteğim herkesin bir mektup yazması. Kime ne yazdığı veya kime okutacağını düşünmeden yazmısını istiyorum. Kimimiz bir dostuna yazar, kimi de meçhul birine(örn. mesaj şişesine koyar denize atar da bulan okur diye). Haydi!!! Bununla kim uğraşır demeyin sırlarınızla son bir kez yüzleşin.
MektuP
Gözüm kara atıldım yola
Önümde tepeler veremem mola
Engel olurlar tapamam kula
Elimi açar yalvarırım Râbba.
Yeni bir gün başlıyor uykusuz
Hayatın içindeyim kuşkusuz
İçime çekiyorum korkusuz
Ölümü bekliyorum fütursuz
GÖNÜL YORGUNLUĞU
21. yaşımın tam ortasında
Gece yarısı yine yollarda
Bedenim yıpransa da
Gönül yorgunluğu bir başka
Elinden alı verir ansızın
Değerlerini, değer verdiklerini
Bir adım daha attırmaz sonsuzluğa
Sıkıca tutar atar bir boşluğa
Gönül yorgunluğu bu affı yok
Oldu mu bir kere dönüşü yok
Hayattan zevk alamazsın
En hareketli günden sıkılırsın
Yaşadığın her saniyeyi sorgularsın
Çıkış yolu arar da bulamazsın
Gönül yorgunluğu bu affı yok
Oldu mu bir kere dönüşü yok
SENİN İÇİN (ABLAMA İTHAF EDİYORUM)
Özledim seni, canım ağzım da
Zaman içinde bir kapı açılsa da
İlk ayrılığımıza gidebilsem de
“Ne olur gitme” diyemezdim
Dert büyük derman yok
Aşk büyük âşık yok
Bir ironide sıkışmışım
Ağlamak isterim ama ne için
Gülmek isterim senin için
Gözlerim dolu dolu şimdi
Yanımda olup şöyle bir
Dokunsan bam telime
İçimden gelenler inan
Ulaşır da gözlerimize
Gölleri denizlere
Irmakları nehirlere çeviririz
Dert büyük derman yok
Aşk büyük âşık yok…
Olması gereken belki de bu
Ben senden sen benden uzak
Rüyalarda buluşursak
Gözyaşlarımı içime akıtacak
Sevgimizi ortaya çıkaracak
Seni mutlu edeceğim
Dert büyük derman yok
AFFEDİN BENİ DOSTLARIM
Kısa metrajlı film bütün hayatım
Yazan, yöneten ve kahramanım
Şimdi ise izlerken hatırladıklarım
Yanlışları yaşadığım hatıralarım
Sorumluluklarımdan kaçışlarım
Yalanlarla insanları aldatışlarım
Hayal kırıklılıkları yaşattıklarım
Ve önünde yabancılaştıklarım
Nihayet yaşadıklarımın sonunda
Yaşattıklarımın farkında
Eserimle uçurumun kenarında
Kollarımı açmış vicdanımla başbaşayım
Rüzgarın yaşarttığı gözlerimle
Soğuk havanın titrettiği sesimle
Avazım çıktığı kadar bağırırım
Affedin beni dostlarım..
TEK BİR YER VAR
Anlayışla kapısını çalacak
Sadakatle beklenecek
Sabırla istenilecek
Tek bir yer var
Para ile alınamayan
Karşılıksız çalışılan
Fedakarlık gerektiren
Tek bir yer var
Yalın benliklerle girilen
Saf sevgi ile beslenilen
Sadece saygı beklenilen
Tek bir yer var
Bir yerine iki aldırtan
Ben yerine biz dedirten
Paylaştıkça sevindiren
Tek bir yer var
İnsanda her şey çift ama
Hayatta bir defa paylaşacağınız
Tek bir yer var
NE GÜZELDİR AĞLAMAK
Sevdiğini her şeye rağmen ardında bırakıyorsan
Durup bakarsın, bakmaya kıyamadığın gözlere
Belki de son defa dokunursun sımsıcak tenine
Söyleyeceklerin düğümlenir de yutkunursun.
Kelimelerin yetmediği yerde ne güzeldir ağlamak
Bırakıp gitmek o kadar kolaydır ki
Anlamazsın süzülen her damla yaşla
Seni mezarından önce kalbine gömdüğünü.
Kelimelerin yetmediği yerde ne güzeldir ağlamak
Bilmez ki onu sevdiğinden terk ediyorsun
Bilmelisin ki seni unutamayacağından korkuyor
Hayat işte, sen derdini o nefretini anlatamıyor.
Kelimelerin yetmediği yerde ne güzeldir ağlamak
Ve ağlayarak ortak paydalarda buluşmak…
by Sinan YAVUZ
KISACASI
Herkes kendi zindanında doğar
Kendi yarattığı duvarlarla yaşar
Sorularına tek başına cevap arar
Güvendiği ve güvenildiği için dertli
Aldığı kararlarla bir o kadar kederli
İÇİNDE SIR OLAN ŞİİRLER 4
Anlatamadığım bir dert var içimde
Yazmadan önce haykırabilseydim keşke
Satır aralarında kaybolan bir ben var
Ellerimden tutup çıkaracak birini arar
Leyla değil mecnun olmak zor bu devirde
Kahraman olmak değil Fatih olmak zor
Okyanus kadar çetin bir o kadar da derin sevda için
Çocuksu ama, kalbim seni sevecek kadar yetişkin.
İÇİNDE SIR OLAN ŞİİRLER 1
İÇİNDE SIR OLAN ŞİİRLER 3
Miğferini kuşanmış kahraman asker
Ufuktaki düşmanın yolunu gözler
Avazı çıktığı kadar bağırır Allahû Ekber
Varsa canı cananı vatan için heder eder
Varlığı gizli açık düşmanlar için büyük keder
Ezelden geldi ebede gidecek şanlı asker
Zamanın yok edemediği anlamlı tek değer
İÇİNDE SIR OLAN ŞİİRLER 2
Amansız bir sevdanın peşinden koşmak,
Yaralı bir güvercine ölesiye yardım etmek gibi zor.
Çiçeklerin kokusunu doyasıya içine çekmek,
Aynı topraklarda seninle dost olmak gibi hoş.
Koca dünyanın düzenine inatla, aşk için savaşmak
Ay’a kement atıp yanına çekmek gibi zor
Yağmurun altında sırılsıklam olana kadar gezmek
Aşkınla el ele, gökyüzündeki yıldızları saymak gibi hoş
TEK KİŞİLİK GÖSTERİ
Bir dünya yaratmışım kendime yalanlarla
Senaryomu ümit ile korku arasında yazmışım inatla
Kimi kan kimi gözyaşı ile süslemişim heyhatlarla
Hayatın tek kişilik gösterisiyim yalnızlığımla
Yalanların arkasında gençliğin heyecanlarıyla
Şimdi ise orta yaşlılığın pişmanlıklarıyla
Kimi sitem kimi sevinç ile yaşanmışlıklarıyla
Hayatın tek kişilik gösterisiyim hatalarıyla
Sevdiklerim olmasa uyanamazdım telaşla
Yalanlarımın, tek kişilik gösteri palavrasıyla
Kimi hüzün kimi mutluluk paylaşımlarımızla
Hayatın tek kişilik gösterisiyim anılarımla
Yeni bir hayata başlıyorum bana yabancı dünyada
Senaryomu ümit ile korku arasında yazıyorum inadına
Kimi aile kimi dostlarla apar topar bir yolda
Hayatın tek kişilik gösterisiymişim yalnızlığımda
İNSANSIN
DOYA DOYA
BAĞ
Karanlığın içinde adım adım kayboluyor,
Zamanın eridiği gibi eriyorum ufukta.
Şimdi ne ben onu eskisi gibi sevebilirim
Etiketler: istanbul
ETME !!!
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.
Ey ay, felek harab olmuş, ziyan olmuş senin için
Bizi öyle harab, öyle ziyan ediyorsun, etme.
Ey, makamı var ile yokun üstünde olan
Sen varlık sahasını terk ediyorsun, etme.
Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan
Sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.
Şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
Sen zehri şeker, şekeri zehrediyorsun, etme.
Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
İsyan et eyy arkadaşım, söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.
HZ. MEVLANA
SIKILIYORUM SEBEPSİZ YERE !!!
AYNIYIM İNADINA
İLK YAZIM YAĞMUR İÇİN...
ŞAŞIRDIM KALDIM İŞTE
Şaşırdım kaldım işte! .....
Sözde senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla
Bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla
Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarlarla
Karşıma çıkıyorsun en soğuk mimiklerle
Adını yazıyorum bulduğum fırsatlarda
Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla
Başbaşa kalıyorum sonunda hayallerle
Sözde sana koşuyorum dolu dizgin atlarla
Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle
Öldür bendeki beni sonra dirilt kendinle
Çarpsan kara sevdayı en azından yüzbinle
Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle
Kaç defa çıkıp geldim buralara inatla
Ama her dafasında dönemedim seninle
Hangi düğüm çözülür nazla, sitemle, kinle
Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle
Şaşırdım kaldım işte bilmemki nemsin
Bazan kızkardeşimsin bazan öpöz annemsin
Sultanımsın susunca; eksilmeyen çilemsin
Orada ufuk çizgim, burada yanım yöremsin
Beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin
Çaresizim çaremsin,
Şaşırdım kaldım işte bilmemki nemsim
YAVUZ BÜLENT BAKİLER
PAYLAŞABİLDİKLERİMİZ
Kulaklarımda martı ve dalga sesleri
Gelen gözyaşlarıma ağlayan yağmur oluyor
Acaba aynı yağmurun altında mı ıslanıyoruz?
ÇIKIŞ YOLU
Hatalarımın çıkmazında sıkışmışım
SENİ DÜŞÜNÜNCE
Seni düşününce sol yanım ağrıyor
Ölene kadar bekleyeceğim…
ZAMANIN ACELESİ VAR
PİŞMANIM
KAÇIŞ
Ümidim kadar parlak bir ışık görüyom
Bir çözüm ararcasına arşınlıyorum
Ama yürüyor yürüyor ulaşamıyorum
Yoruluyor dizlerimin üzerine düşüyorum
Biraz soluklanıyor ve ayağa kalkıyorum
Az sonra müthiş bir acı hissediyorum
Acının geldiği yere dokunuyor
Etrafında bir tür ip hissediyorum
Her atışında biraz daha sıkılaşan,
Sıkılaştıkça dayanılmaz bir hal yaşatan ipler
Geldikleri yere dönüyor bakıyorum
Dizlerimin bağı çözülüyor kala kalıyorum
Onlar olmadan durduğum yeri aşındırıyorum
Ne bir adım ileri nede bir adım geri gidebiliyorum
Utanıyor, üzülüyor ve ağlıyorum
Geçmişimi bırakıp nereye gidiyorum
Bomboş bir yolda korkarak ve telaşla…
DEĞERSİZ ADAM
Yorgunum…
BEKLEYEBİLİYORUM SADECE